9 Nisan 2008 Çarşamba

Lütfen Bizi Kurtarmayın



Lütfen Bizi Kurtarmayın

Ülkemizde darbe yapıldığını 12 Eylül sabahı, işimize giderken yolumuzu kesen askerlerden öğrenmiştim.

Doğrusu çok kötü günlerdi, 12 Eylül öncesi günler.

Bizi sağcı, ve solcu ilan etmişlerdi. Ortada kalanları ise “Ot”.

Sadece gençlerimi kutuplaştırmışlardı? İşçilerde öyleydi, öğretmenlerde öyle, hatta Polislerde öyleydi.

Gençliğimizin en güzel ve muhteşem yıllarında birbirimizi öldürüyorduk.

Sonra, bizi 12 Eylül sabahı kurtardılar. Terör ortadan kalkmıştı. Her yer gül bahçesine dönmüştü.

Çok sonra öğrendik. Sağcılar ile solculardan çıkan silahların aynı menşeli olduğunu.
Sonra, yani tekrar seçimlerden yıllar sonra, gizli darbe hazırlıkları (sarıkız, Ay ışığı vb..) olup olmadığını pek bilmiyorum ama, bizler 28 Şubat’ıda yaşadık. Bu seferki çok seriydi. Ortada ne darbe söylentisi vardı , nede buna benzer şeyler. Süper bir Medya propagandasıydı.

Geriye dönüp baktığımda anlayabildim yine kurtarıldığımı. Meğer bu seferki “Post Modern” bir darbeymiş.

Batı Çalışma Grubunu kuranlar, gazetecileri andıçlayanlar için; Beyaz Saray koridorlarında “Bizimkiler yine darbe yapmış” dedilermi acaba?

Hadi 12 Eylül; Yunanistan’ın Nato’ya tekrar kabul edilmesini sağladı, 28 Şubat neyi sağladı acaba?

Seçimle gelmiş ve seçimle gidecek halkın seçtiği meşru bir iktidardan, iktidarı halka rağmen halk adına almanın neyin nesi olduğunu ve hangi Hukuk’a dayandığı ile bunu yapanların neden yargılanmadığını hala anlayabilmiş değilim. Boşuna “Demokrasi” derslerine giriyoruz desenize.

28 Şubat’ın faturası, bankalarda kaybolan milletin parasıyla birlikte bize çok pahalıya mal oldu.

Olsun bakalım. Ülkemize “Şeriat” gelmesinde. Önemli olan bu zaten.))))) 12 Eylülden önce sağcı solcu, 28 Şubat’ta Şeriat tehlikesi ve şimdide Cumhuriyet elden gidiyor tekerlemesi.

Çok önemli günlere tanık oluyoruz. Herkesin gözü önünde oluyor her şey. Eskisi gibi gizli kalmıyor.

Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin mazeretiyle başlayan süper bir mücadele. Cumhuriyet mitingleri, 367 nin “Hukuk”u MKE yapımı silahla bombalaması. Cumhurbaşkan’ı seçimi için malum “Uzlaşma” çağrıları. Sanal muhtıra. Seçimle ortaya çıkan hayal kırıklıkları. Eşi Türbanlı olan Cumhurbaşkanı’nın sondan bir önceki kaleyi alması ile ülkemizi 5 yıldır yöneten bir iktidarın halen anti laiklikle beyinlerinin suçlanması. Ergenekon, Yeni Anayasa, 301 in değiştirilme tartışmaları, Türban saplantısı ve AKP’nin kapatılma davası.

Gerçekten son 1-2 yıldır çok önemli günlere hep birlikte tanıklık ediyoruz.

Halkımızı iyiden iyiye durmadan kutuplaştırıp duruyorlar. Israrla Milliyetçilik bölüşmeleri, olmadıysa mezhep kışkırtmaları, yıllardır hiç bitmeyen Türban kabaklanması, Cumhuriyetçi, Liberal, Laik ayrıştırması, olmadı Amerika yerine, Avrupa yerine Rusya-İran bloklaşması.

Önemli günlere tanıklık ediyoruz hep birlikte. Kutuplaştırılmaların sonunu hep birlikte göreceğiz.

Ülkemizde gerçek bir Demokrasi kuramayacak gibi karartma eylemleri yapamasak bile, sizi bilmem ama, ben gerçekten artık kurtarılmak istemiyorum.

Foto: en blanco y negro